Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile 16 ilçe belediyesinin toplu iş sözleşmesi ve ek protokolünün Kadir Has Kongre Merkezi’nde düzenlenen imza töreninde konuşan Arslan, enflasyonla mücadelenin milli bir sorun olduğunu, toplu iş sözleşmelerinin ek protokollerinin de hazır olduğunu söyledi. Enflasyon makul noktalara getirilmediği sürece bir süre sonra anlamını yitiriyor.
Bu tabloyu değiştirmek için her zaman birlikte çalıştıklarını belirten Arslan, “Bir yanda devletimiz, bir yanda kamu sektörü, bir yanda özel sektör, diğer yanda çalışanlar var. Enflasyonla mücadele kararlılığımızı sürdürüyoruz ancak bu geçiş döneminde mümkün olduğunca ücretli işçi ve çalışanlar mağdur oluyor. “Bu süreci adil ve hakkaniyetli bir paylaşımla tamamlamamız lazım. Tüm veriler bu sıkıntılı sürecin 2025 yılına kadar devam edeceğini gösteriyor.” dedi.
HAK-İŞ olarak personel ve patron bağlarını uzlaşma ve diyalog üzerine kurduklarını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
“Bu ülke bizim, gidecek başka yerimiz yok. Oburların kendi ülkelerinde karşılaştıkları zorlukları görüp ülkemize sığınmaları nedeniyle bu topraklardan sığınacak başka yerimiz yok. Gidecek yerimiz yok” Gidecek, dinlenecek yer yok, en büyük zorlukları, zulümleri geride bıraktığımızı düşünüyorum ama hâlâ önemli bir sorunla karşı karşıyayız.
Markete gittiğinizde, alışverişe çıktığınızda enflasyon rakamlarının çok üzerinde fiyat artışları görüyoruz. Bütün bunlar için vatandaşlarımızın işverenlerimizden anlayış, hoşgörü ve biraz fedakarlık göstermesini istiyoruz. Fiyatların her geçen gün değiştiği ve aslında enflasyonun oldukça üzerinde seyrettiği her türlü temel ihtiyaçlardaki bu ciddi artışları durdurmamız gerekiyor. İmzalayacağımız toplu iş sözleşmesi 1 Temmuz’dan itibaren geçerli. Bugün eylül ayındayız. Rakamlarda 2 ayda yüzde 20 enflasyon kaybı söz konusu.”
“Türkiye bu sıkıntılı ve sıkıntılı süreci ortadan kaldırmalı”
Arslan, belediyelerin gelirlerinde yüzde 50’ye yakın bir azalma olduğunu bildiklerini, bu zorlu süreçlerin yüklerin paylaşılmasıyla aşılabileceğini belirtti.
Enflasyon sisteminin yoksulluğu artırdığını belirten Arslan, şöyle konuştu:
“Bu Türkiye’nin modeli olamaz. Türkiye’nin bu zor ve sıkıntılı süreci ortadan kaldırması gerekiyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nde AK Parti hükümetleri döneminde sistem aslında farklı işliyordu.
Toplumun her kesimini zenginleştirmeye çalışan, en alt ve en üst kesim arasındaki uçurumu daraltan, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele argümanlarıyla yola çıkan AK Parti’nin amacı bu olamaz. O zaman bunu ortadan kaldırmak için yine önemli adımlara ihtiyacımız var. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve Sayın Maliye Bakanımıza sesleniyorum, Orta Vadeli Program konusunda toplumun tüm kesimlerini ortak bir noktada buluşturmamız gerekiyor.
Bu ortak noktada buluşabilirsek, ülkemizin adı, milletimizin adı, devletimizin adı için fedakârlıkta bulunmayı hepimiz kabul edersek, bu geçiş dönemini de kısa sürede hep birlikte tamamlayacağız. Eğer bunu başaramazsak, Türkiye bu zorluklarla baş başa kalırsa ve bu çabada başarısız olursak, yoksulluğun daha da artacağı, üst gelir gruplarının gelirlerinin daha da artacağı bir dönem gelecek, bu bir noktadır. Türkiye için istemiyoruz.”
Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm çalışmalarında ücretlileri enflasyona karşı korumaya çalıştığını belirtti.
Arslan, Türkiye’de 16 milyon çalışanın bulunduğunu, bunların sadece 2 milyon 200 bininin sendikalı olduğunu, 1 milyona yakınının kamuda çalıştığını, geri kalan 13-14 milyon personelin de kurallarının dikkate alınması gerektiğini belirtti. Asgari ücretle bile çalışamayan işçiler var.
Özel branşta yaptıkları sözleşmelerin çoğunun enflasyon oranında olmadığını belirten Arslan, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla özel sektörde milyonlarca kardeşimiz bugün kamuda en düşük dediğimiz rakamların altında yaşamaya çalışıyor. Belediyelerimizdeki tablo Kamu Çerçeve Protokolüne göre aşağıda ama biz daha gerideyiz. Özel bölüme kıyasla yeterli puan.
Enflasyon nedeniyle yaşadığımız yüksek hayat pahalılığı karşısında bu rakamlar, bu fiyatlar elbette tüm sorunlarımızı çözmeyecek. Bütün sıkıntılarımızı ortadan kaldırmayacak, bütün bunlar bize rahat bir nefes de vermeyecek. Ancak enflasyonun aşındığı ve fiyatlarımızın piyasa kurallarının önemli ölçüde gerisine düştüğü bir dönemde, bu tek önlemin ötesine geçmek için bir adım atıyoruz.
Bunu atayamayan belediyeler de var. Bugün hâlâ 11 bin 500 liraya, 12 bin liraya çalışmak zorunda olan belediye personelimiz var. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda Kayseri’de önemli bir eşiği geçtik. Personelimize 21 bin lira ve üzeri, şirkette çalışan meslektaşlarımıza ise 18 bin lira ve üzeri ücret.”
Yerel seçimlerin yaklaştığını hatırlatan Arslan, şöyle konuştu: “Çok şükür genel seçimlerin, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, özellikle uluslararası güçlerin, emperyalizmin ve bazı terör örgütlerinin Türkiye’yi düzenleme çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığı ve Cumhurbaşkanımızın yeniden cumhurbaşkanı seçildiği başarılı bir seçim dönemini geride bıraktık.
Mart ayında yapılacak yerel yönetim seçimlerinde milletin iradesiyle milletin çocuklarının, milletin çocuklarının yeniden belediye başkanı seçildiği bir dönemi bu seçimlerde başarmamız gerekiyor ki bu çok önemli. milletimizin, devletimizin ve ülkemizin geleceği açısından kritik bir dönem. İnşallah Mart ayındaki seçimlerde Memduh Önderliğimizle devam etmek istiyoruz. Biz çalışanlar olarak belediye başkanlarımızdan memnunuz. Her zamanki gibi Kayseri halkının iradesine saygı duyuyoruz.”terimleri kullandık.
Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da aile anlayışı ve kültürü içerisinde huzurlu bir ortamda çalıştıklarını, çalışanın emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan ödüllendirdiğini kaydetti.
Konuşmaların ardından toplu sözleşme ve ek protokol imzalandı.
